İlkbahar aylarının en çok satılan sebzelerinden biri olan bakla, pazar ve manavlarda sezonun ilk ürünleri arasında yer alır. Anavatanı Asya ve Avrupa kıtaları olan baklanın, 5.000 yıl öncesinde Çin'de yetiştirildiği eski kayıtlarda yer almaktadır. Ülkemizde de bolca yetiştirilen ve aynı oranda tüketilen bakla, 60-100 cm kadar uzayabilen bir yıllık otsu bir bitkidir. Aynı zamanda toprakta 1 metre kadar derine kök salabilen güçlü bir kök yapısı bulunmaktadır.

Bakla bitkisinin erselik özellikler taşıyan çiçekleri beyaz renklidir. Ancak üzerlerinde kırmızımsı çizgilerle morumsu veya siyah lekeler görülebilir. Bu çiçekler kendi kendilerini döllendirebilirler. İşte bu çiçeklerden bitkinin badıç ya da bakla denilen meyveleri oluşur. Oluşan baklalar yeşilin çeşitli tonlarında olabilirler. Sapa yakın olan kısımda siyah renkli bir külah oluşur. Bu külah, bakla çeşitlerine göre farklılık gösterebilir. Aynı şekilde baklanın içindeki taneler de yine bakla çeşitlerine göre biçim, sayı ve irilik bakımından çeşitlilik gösterirler.

Yapısal özelliklerini anlattığımız baklanın sağlığa da birçok faydası vardır. İçerdiği insülinle kan şekerini dengeler. Kalın bağırsak sorunlarında ve hemoroide de faydası çoktur. Diğer bütün baklagiller gibi kansere yakalanma riskini azaltır. Aynı zamanda kolesterolü dengeleyici etkisi de yüksektir. İçerisindeki besin değerleri sayesinde bunca faydayı sağlayan baklanın besin değerlerini de ele alalım.

Baklanın içerdiği bu besin değerleri, onu sağlıklı bir besin kaynağı yapmaktadır. Ayrıca, baklanın düşük kalori ve yüksek lif içeriği, kilo kontrolünde yardımcı olabilir ve sindirim sistemini destekler. Potasyum içeriği ile kan basıncını düzenlerken, demir içeriği de anemi riskini azaltmada önemli rol oynar.